"Bazen yiyeceklerimiz üzerine ya da sakladığımız ambarlara böcekler gelir. Biz de onları ya kovarız ya da üzerlerine basar öldürürüz. Eğer imkânımız varsa bir daha gelmesinler diye yiyecekleri sakladığımız yerlere zehir koyarız. Eğer hâlâ baş edemezsek yuvalarını bulur sadece böcekleri değil larva ve yumurtalarını da yok ederiz. Ateşe veririz zehirleriz ezeriz."
"Görmüyor musunuz katil maykilerin yaptığı her şeyin doğada bir karşılığı olduğu için kolayca bunlar zeki değildir diye sıyrılabiliyorlar. Bir başka canlı yaratık topluluğu farklı bir reaktör sisteminden gelse ve Zilmon'da sadece böceklerle iletişim kurabilse sadece böcekler entelektüel yaratıklar olurdu. Sizler sadece haşere olurdunuz. Böcekleri canı istediği gibi öldüren katil haşereler." dediğinde odanın içinde sert acı soğuk bir rüzgâr esmişti sanki.
Herkuzimal A- Ki-Úš serisinin ikinci kitabıdır. Düşmanını arayan bir asker ve hayatını canlılara adayan bir bilimcinin neredeyse eş zamanlı hikâyesidir. İnsan uygarlığın sona erdiği dünyadaki bütün ekosistemlerin altüst olduğu kıyamet sonrasındaki olayları incelemektedir. Serinin diğer kitaplarının aksine geçmişte yaşanmamış bir kitlesel yok oluş senaryosunu konu almamaktadır. Elbette kitapta konu edilen olayların geçmişte yaşanmadığını kanıtlayacak bir delil bulunmamaktadır. Yaşanmış da olabilir. Ayrıca geçmişte yaşanmamış olması gelecekte yaşanmayacağı anlamına gelmemektedir. Bu bağlamda değerlendirildiğinde metin bir vakadan çok bir öngörü üzerine kurulmuştur.