Rus edebiyatının başat eseri Suç ve Ceza Dostoyevski'nin olgunluk çağının bütün ihtişamını sayfalarına sığdırır. Onun gözlem gücü eleştiriyle kurgusal romanın ahengini yakalama becerisi en çok Suç ve Ceza'da belirginleşir. Raskolnikov'u cinayet işlemeye sürükleyen toplumsal yapıyı ve kahramanın ona taban tabana zıt zihin dünyasını resmeden usta yazar suçun ahlâki boyutunu sorgulamaya zorluyor okurunu: "Sonunda nerede olduğunu hatırlamadan oradan uzaklaştı; meydana ulaştığında tüm bedenini ruhunu kaplayan müthiş bir duyguya kapıldı. Ansızın Sonya'nın sözlerini hatırladı: 'Hemen şimdi bir dört yol ağzına koşun yere kapanın kirlettiğiniz toprağı öpün ve dünyanın önünde saygıyla eğilerek 'Ben bir katilim!' diye bağırın!"