Bir rüyayla başlar her gün bir kâbusla başlar gece...
Kim bilir o gün nelere gebe...
Bir hastane odasında başlıyor ünsüz kadınların hikâyesi.
Zamanı zamanın içine geçiren her anına kırılmasından korktuğu kristal bir vazo gibi özen gösteren Annenin rüyasıyla...
Küçücük hastane odası kızının gelişiyle bir oyun dünyasına dönüşüyor. Odaya ünsüz kadınların dünyaları doluyor.
Anne kızına Ünsüz Kadınların hikâyelerini anlatıyor. Sesleri duyulmayan adları
bilinmeyen kadınların hikâyelerini.
Kadının adının bilinmediği sesinin duyulmadığı ünleyemediği ünlenemediği bir coğrafyada yaşanamayan hayatları anlatıyor.
Çünkü kızına bırakacak başka mirası yok Annenin.
İstiyor ki kızı da başkalarına anlatsın başkaları da başkalarına...
Hikâyeler dilden dile dolaşsın türküler gibi. Her ünsüz kadın ayrı bir türkü olsun dilimizde.
Siz de bilin anlatın ünsüz kadınların hikâyelerini bilmeyenlere.
Adını bilmeseniz sesini duymasanız da anlatın...