Onlar Nuh Tufanı'ndan çok önce dünyamızda yaşamaya başlamışlardı. Onlar kendileri istemedikçe insanlara görünmezlerdi.
Onlar varlıklarında taşıdıkları GİZİL GÜÇ'le dönüşümü başarmışlardı.
Başta insan olmak üzere her türden canlının görünümüne bürünebilir aramıza katılıp İNSANÜSTÜ eylemlerde bulunabilirlerdi.
Efsanelere geçen bu kutsal kuşların adı AKİLOPANTA'ydı.
Bir gün Hakkari'de ışık topları halinde insan içine indiler. Sonra bir solukluk sürede görkemli kuşlara DÖNÜŞEREK gökyüzünün derinliklerine daldılar.
Bu göz kamaştırıcı olayı gizemli bir uyarı olarak değerlendiren GENÇ BİLİMCİLER; Akilopanta'ların peşine düşme tutkusuna kapıldılar. Hedefleri kuşlardaki gizil gücün niteliğini ve kaynağını keşfedip insanların yararına sunmaktı.
Tüm dünyada DOĞAÜSTÜ olaylarla şaşırtıcı serüvenler yaşayarak Akilopanta'ların izini sürmeye giriştiler.
Bu süreçte Akilopanta'ların da türlü görünümlere bürünerek kendilerini izleyip gözlemekte olduğunu bilmiyorlardı. Ve bir gün..