Aradan geçen günlerde aramızdaki münasebet gittikçe muğlak bir hal almıştı. Bu durum oldukça canımı sıkıyordu. Evet canımı sıkıyordu çünkü karşı tarafın belirsizliği her zaman hislerinde emin olan taraf için azaptır. Benim hissiyatım gün gibi ortadaydı fakat onun ne düşündüğünü veya duyguların hangi seyirde ilerlediğini bilmek mümkün değildi. Tabii bu benim acemiliğimden kaynaklanıyor da olabilirdi. Henüz o zamanlar aşk denilen illetin aynı zamanda karşı tarafı alt etmek için girişilen bir mücadele olduğunu bilmiyordum.
Hayal kırıklığıyla yüzüme baktı. "Mutlu olmak mı?" dedi şaşkın bir ses tonuyla. Kolumdan çıktı. "Bunca acı ve adaletsizliğin olduğu bu dünyada tek amacın mutlu olmak mı? Yüz yıllardır iyiliğin ve kötülüğün mücadele ettiği güçlünün güçsüzü ezdiği her gün onlarca insanın öldüğü bu coğrafyada tek amacın mutlu olmak mı yani?" Biraz durduktan sonra yüzüme bakarak devam etti "Kutsal bir amacı olmalı insanın bir ülküsü bir mücadelesi..."
"Bak şu insanlara bak!" dedim. "Nasılda hayret verecek derecede inatla umutla durmak yorulmak bilmeden arıyorlar." Merakla sordu "Neyi arıyorlar?"
"Bilmiyorum her birinin arayışı farklı farklı..."Arayış... kahramanımızın dünyasında her satırı merakla okunacak sürükleyici bir aşk hikayesi olmasının yanında birçok toplumsal ve varoluşsal mesele ele alınıyor. Eserin her satırında sürükleyici ve samimi üslup göze çarpıyor.