Yaşanmış yerlerin mimarisi rengi kokusu ve geçmişten çağrıştırdıkları Hale Seval'in kaleminin ucunda kendine özgü bir dile dönüşüyor. Öykülerine taşınan kırılgan anların yaratıcısı bazen Cambridge'in gotik kulelerinden sarkan sis bazen Bozcaada rüzgarının fısıltıları bazen de Ulu Cami'nin bahçesindeki asırlık ağaçlar. Mekanların bıraktığı izler yazarın anlatımında yalın ve etkileyici bir şiirselliğin sesiyle yansıyor okuyucuya. İnsanoğlunun çevresiyle ilişkisinin gizemi duygulara akarken yaşanmışlığın egemen olduğu bir öykü evreni oluşuyor. "Arka planda dursalar bile aslında öykülerimin temel taşı ve bir anlamda benim yazmamın varoluş nedeni köy kasaba veya şehirlerdir" diyor. Hale Seval.