Gerçek belki de bile bile kendi çukurunu kazabilenlerin görebildiğidir. Toplumdan kabul görmenin konforundan vazgeçebilenlerin uygarlığın kokuşmuşluğunu unutup kendilerinden olmayanları ötekileştirenlere karşı çıkanların bildiği bir şeydir. Normalleştirilmiş budalalığa boyun eğmeden kendin olabilmektir.
Öteki kaybettikçe güçlenen bir karakterin hikayesi. Tükendikçe kendisi oluyor. Bittikçe başlıyor. Bedeninin ezici ağırlığından bile kurtulmaya çalışıyor. Kitap bitince de aklımızda bir soru bırakıyor: "İçeride kalmak dışarıya atılmaktan daha kötü değil midir?"