Barış Akademisyenlerinden Hudut Dışı Öyküler
Barış Akademisyenlerinden Hudut Dışı Öyküler
  • 4 İŞ GÜNÜ
    İÇİNDE KARGODA
  • Basım Yılı
  • Sayfa Sayısı
    184
  • Kağıt Türü
    Kitap Kağıdı
  • Ebat
    13,5 x 19,5
  • Dil
    Türkçe
  • Cilt Durumu
    Karton Kapak
  • ISBN-13
    9786052602003
KHK'lı akademisyenlerden yeni bir çalışma.
  Dünya genelinde sağ-popülist dalganın yükselişi en son yüz yıl önce tanık olunan bir politik salgını andırıyor. Her yanda birbirine benzeyen politikacılar aynı hamasetle kopyacı dilleriyle hayatımıza yön veriyorlar. Her biri kendi milletini sevdiğini söylüyor başkalarını hor görüyor ve insan denen varlığın ortak değerlerine sırt çeviriyor. Demokrasi eşitlik insan hakları barış gibi kavramları kötülemekle kalmıyor bunlarda bir tehlikenin gizlendiğini de ileri sürüyorlar. Bizim ülkemiz de uzunca bir süredir bu zihniyetin deney sahası haline getirilmiş durumda. İktidarın siyasi kötülüğü insani acımasızlıkla iç içe geçiyor. Barıştan korkmakla kalmıyor barışı dillendirenlere de zalimce saldırıyor. Bunun karşısında ülkemizin akademisyenleri ve aydınları unutulmaz bir duruş sergiliyorlar. Kendi düşüncelerinde yani özgürlüklerinde ısrar ediyor başlarına gelen her zorluğa rağmen bir gün geri dönecekleri inancıyla uzun ve acılı bir yola koyulmayı göze alıyorlar. Tarihte bunun ilk olmadığını ve maalesef son olmayacağını da biliyoruz ama barış akademisyenlerinin bu yolu en güzel yürüyenlerden olduklarını görebiliyoruz. Yol her adımdaki ayrıntıların farkına varılarak yürünen uzun bir ufuktur. Keder özlem umut hepsi oradadır. Hudutlara varılır sürgünlere düşülür yeni bir kavimler göçünün yaşandığı çağımızda o kavimlerin akıntı yolları izlenir. Ve tarihi kendilerinin yazdığını iddia edenlere karşı başka bir tarih yazmanın imkânları yaratılır. Bu kitap hudutların ardında kendilerine ve yaşadıklarına asaletle bakanların sesini yankılıyor. Edebiyat insanın kader haritasıdır derler. O haritada söz söyleyen akademisyenler yalnızca kendi kaderlerini dile getirmekle kalmıyor yurdumuzun kaderine de el atıyor onun toprağını aktarıyor hüzünlü görünen rengiyle umudun tohumlarını ekiyorlar. Hem de yetkinlikle ekiyorlar. Kar yağmur ve güneş yeşertecek onların el sürdüğü toprağı.
Burhan Sönmez

  Dünyanın gurbet olmadığını anlatan gurbet öykülerine benziyor bunlar. Dört kıtaya dağılmışlar demir ökçenin gücüyle. Zorlanmadan okudum. Zor ile rıza dikotomisi arasında soluk almaya çalışan bir okur konumuna da düşürülmüş oldum yer yer. "Felaketler iyidir" diyor bu öyküler; sessizliği düğümlüyor kuşkunun korkuyu oymasına yol açıyor; sancı üflüyor çıkış arayışı çabalarıyla renklendiriyor sanata dönüştürüyor yaşamı.
  Bazılarında imge metafor humor dil ve ustalık incelikleri  kendini hemen gösteriyor. İşte her okurunu farklı bir şekilde yaratan iyi öykülerden biri de bu diyorsun. Bu öykülerin hemen hepsinde insanı mallaştıran verili koşullara karşı bir itiraz dili kurma çabası var. Bu çaba bile tek başına bu öykülerin dört kıtaya sürülmelerine değiyor. Dileğim bu öykülerin sürüldükleri yerlerde de söz konusu yaratıcı felaketlere maruz kalmalarıdır.
Muzaffer Oruçoğlu
  Barış Akademisyenleri Edward Said'in Entelektüel kitabında değindiği gibi hayatları boyunca üyesi oldukları topluma imtiyaz ve şöhretle ilintilenmeden yaşarken bir çeşit sürgündüler zaten. Sürekli tedirgin entelektüel vicdanın "bu suça ortak olmayacağız" cümlesiyle asıl suçu topluma ifşa ettiler. Milli ejderin gözünün içine baka baka tarihin aslında şimdi yazılmakta olduğunu göstererek. Gelecekte hepimizin hakkı olan uygarlığı savunmuş hiç olmazsa bin kişi aramızdan çıktı diyebileceğimiz özel bir hareketti bu. Taybet İnan Cemile Kasırga Sevê Demir Pakize Nayır Fatma Uyar Aziz Yural ve onlarca sivilin yeryüzündeki varlığını gözetmiş akademisyenlerin ödediği bedelin gerçekte bütün Türkiye halklarına mal olduğunu hep akılda tutarak Hudut Dışı Öyküler'i okumak gerekiyor. Bu öykülerin sanatsal uğraşın çok ötesinde bir anlama gelip kitaptaki akademisyen öykücülerin Türkiye'deki düşsel evi yaza yaza döşediklerini unutmadan.
  Bu kitap onların evidir bir bakıma. Yazarak onarılmaya çalışılan yas travma bocalama ayrılık hasret öfke onur dayanışma mülteci yalnızlığı göçmen tedirginliği dosta küslük hayranlık hayal kırıklığıdır. Her şeye yeniden başlayan şahsiyetlerin yıkılan zamanın enkazını yaza yaza yüreğinden kaldırmasıdır. Okur içinse sarsıcı bir tekliftir bu kitap hiç koparılmamış kayıttan silinmemiş göçmemiş olsak da sürgünlüğün en uçtaki düşünceyi düşünme gücünü göğüsleyemeyeceğimizi sandığımız hayalleri kurma özgürlüğünü gösterir. Kendi yurdunda sürgün olup kendine sığamayanlara usul usul konuşan bu öyküleri yürekten bir armağan olarak kabul edin. Ben kendi adıma öyle yaptım.
Sema Kaygusuz
Katkıda Bulunanlar
Ürün Kategorileri
YORUM YAPIN
Yorum Başlığı:
Yorumunuz*:
 
Bu ürünle ilgili bize iletmek istediğiniz her hangi bir hata mevcut ise aşağıdaki formdan gönderebilirsiniz.
Bildirdiğiniz hata tarafımızdan düzeltilince e-posta ile bilgilendirileceksiniz.
Hata Detayı:
FIRSATLAR
© 2024 KitapStore.com - Tüm Hakları Saklıdır