Balasagun Bilgesi! Yazdığın bahar tasviri kısmına gelince ben Bircan Hoca'nın iyice coştuğunu fark ederdim:
"Bahar yeli doğudan eserek geldi. Dünyayı süslemek için cennet yolunu açtı. Misk ile doldu kara toprak... Kurumuş ağaçlar yeşiller giyindi. Mor al yeşil ve kızıl renklerle süslendi tabiat. Kara toprak yeşil ipek büründü. Hıtay kervanı Çin kumaşı sundu. Ova dağ kır vadi bunu yayıp döşendi... Binlerce çiçek gülerek açıldı. Karanfil kokulu bahar rüzgârı esti. Kaz ördek kuğu ve kılkuyruk gökyüzünü doldurdu. Bağrışarak bir yukarı bir aşağı kaynaşıyorlar. Bak biri kalkıyor biri konuyor. Biri yüzüyor biri su içiyor. Gökte yüksek sesle bağrışmakta turnalar. Dizilmiş deve kervanı gibi. Uçup kanat çırpıyorlar. Keklik sesini düzdü. Eşine sesleniyor. Sanki güzel bir kız gönül verdiğini çağırmakta. Keklik öttü. Katıla katıla gülmekte. Ağzı kan gibi kızıl. Kaşı kapkara. Bülbül çiçek bahçesinde türlü seslerle ötüyor."
*****
Bu kitabın yazarı büyük iddiaların peşinde değil. Çünkü o ömrümün kalan kısmını sade ve yalın bir biçimde geçirmek istiyor. Ama kitabın önemli bir iddiası var: Yusuf Has Hacip ve eseri Kutadgu Bilig'i bir roman tadında tanıtmak ve sevdirmek. Takdir okuyucunun.