Dinlevebilseydin kendini gözlerim konuştuğunda duydun.
Utanıyorum kendimden otururken karşımda.
Anlamanı beklemiyorum gönlümdeki aşk karakış.
Gonca gül serpilmemişse bir bakışlık güzel bile değilsin.
Bana kalkmayı değil sürünmeyi öğrettin sümsük.
Kalbime gömemem toprağa taşa ne gerek sen zaten yaşayan bir ölüsün.
Üzerine beste yapamam çünkü sen notalaradan bir "la" sın.
Seni her gördüğümde öldüren o bebek yüzlü katil bakışlarını unutacağım.
Çünkü mevtanın taziyesi üç günmüş!" diye okudu şiiri...
Sevdiceği genç kız:
Aşkta öldüğün an dirilirsin dedi. Sonra sözlerine devamla:
Elimden tutanın kalbini taşırım dedi ve elini uzattı.
Regaip sahralardan suya uzanırcasına uzattı elini ve aşkının
gül kadar narin ve de zarif elini
tuttu ve:
_ Sen kalbime cariye ben de aşkına köleyim. Gülüşün
yağmurlu günde doğan gökkuşağının ferahlığı coşkunluğu...
Gönlün huzuru bu olsa gerek: Aşk dedi ve kibarca parmaklarını öptü.