Başımıza gelenleri karşılaştığımız olayları düşüncelerimiz ön yargılarımız veya inançlarımız belirliyor olabilir mi?
Evet. Hem de nasıl...
Üstelik bunun bilimsel bir açıklaması var. Kuantum fiziği ve nöroloji bilimi bize bunu açıklıyor.
Kuantum Fiziği atom altı parçacıkların davranışlarını açıklayan fiziğin bir dalı olarak 1900'lü yılların başında ortaya çıktı. Çünkü atom altı parçacıklar çok farklı davranıyorlardı. O zamanlarda bilinen fizik yasalarıyla (Newton Fiziği) bunları açıklamak imkânsızdı.
Bizler de canlılar olarak moleküllerden atomlardan ve atom altı parçacıklardan oluşuyoruz.
Fizikçiler atom altı parçacıklarını incelediklerinde bunların gözlemden etkilendiklerini keşfettiler. Bilinçli bir gözlemci atom altı davranışları etkiliyordu. Bu devrimsel bir etki yarattı ve bilinen paradigmalar değişti. Bizler bilinçli varlıklar olarak sadece gözlemci olmadığımızı bizzat deneyin bir parçası olduğumuzu kuantum fiziği sayesinde anlamış olduk.
Bu kitapta günlük iş yaşamımızda karşılaştığımız birçok şeyin sebebinin aslında kendi düşüncelerimizden kaynaklandığını ve bunu değiştirmek için neler yapılması gerektiğini yaşanmış tecrübelerden esinlenerek bir hikâye şeklinde anlattım. Krize girmiş hayali bir fabrikanın hep aynı sorunlarla mücadele ederek kısırdöngüye girmesini ve olaylara bakış açısını değiştirerek krizden çıkışını anlattım.
Siz de bu hikâyede kendi iş yaşamınıza ait kesitler bulacaksınız.