Literatürde temel ilke ve kesin doğru olarak yazılanların uygulamayla sınanmasına sosyal bilimlerde sıklıkla ihtiyaç duyulmakta. Örneğin neoliberalizmin devletin büyüklüğüne ve ekonomiye müdahalesine karşı olduğu temel ilkesi gibi. Uygulamada böyle bir karşıtlık söz konusu mu? Yoksa tam tersi güçlü ve ekonominin tam merkezinde bir devlet mi tercih edilmekte?
Yine benzer biçimde yerelleşme de neoliberal politikaların olmazsa olmazlarından olarak ve demokrasinin ayrılmaz parçası niteliğinde değerlendirilmekte. Türkiye örneği ise her iki iddiayı da uygulamada boşa çıkarmakta.
Neoliberalizmin tarihçesine ve literatürde ne olup ne olmadığına bakıldığında ardından uygulamasıyla kıyaslandığında ortaya çıkan derin çelişki Türkiye'de de hem ekonomi hem de kamu yönetimi alanında kendini göstermektedir. İşte tam bu noktada literatürde yerelleşme ilkesi üzerinden hareket eden neoliberalizm ülkelerin ve tarihin özgün koşullarıyla merkezileşmenin katalizörü olabilmekte.
Merkezileşme ve yerelleşme geriliminin Türkiye'deki yüz yıllık tarihi ve gelinen noktada yapılan yasal düzenlemeler ayrıntıyla incelediğinde gerçeklik merkezde yerelleşme biçiminde özel bir durumu işaret etmekte.