Demokrasinin ana rahmi kabul edilen yerel yönetimler bütün yetkilerin merkezde temerküz ettiği ulus devletlerin ortaya çıkmasına müteakip yönetim anlayışının önemli bir enstrümanı haline gelmiştir. Yerel yönetimlerin temel amacı yerel halkı kendi sosyal yönetsel ve ekonomik sorunlarının bir parçası yapmak ve bu şekilde hem hizmetin verimliliğini ve etkinliğini arttırmak hem de halkın yönetime katılımını sağlamaktır. Özellikle 1980'li yıllarla beraber küreselleşmenin gündeme gelmesi ve neo-liberal politikaların hâkim paradigmaya dönüşmesi üzerine yerel yönetimler demokrasinin adeta mihenk taşı haline gelmiş ve demokrasi konusunda iddialı ülkelerin en fazla ilgilendiği konulardan biri olmuştur.
Yönetim anlayışının tayininde merkezi yönetim çok daha belirleyici olduğu için Türkiye'de yerel yönetimlerin gelişiminde bir takım eksiklikler söz konusu olmuştur. Bu bağlamda Türkiye'de yerel yönetimlere ilişkin sorunlar bilim çevreleri için hala araştırılmaya değer bir alanı oluşturmaktadır. Bu kitap çalışmasında Türkiye'de yerel yönetimler alanında tartışma konusu olan ilgili sorunlara ilişkin durum tespiti yapılmakta ve alternatif projeksiyonlar sunulmaktadır.