Nuran Taşhan'ın Zemra'sını okurken büyük olaylar çözülmesi gereken esrarengiz konular bekleyen okurun hayallerinin yıkılması kaçınılmaz yıkılacak çünkü daha büyük hayallere yer açılıyor.
Taşhan ilk insandan bu yana çözülememiş bir esrarın peşine düşüyor duymak istemediğimiz yürek fısıltılarının sesini yükseltiyor.
Bir kadının Londra'dan İstanbul'a İstanbul'dan Bodrum'a Bodrum'dan yine İstanbul'a nihayet kendisine uzanan hikâyesi bu... Biz sadece bir roman okumuyoruz aslında insanın karmaşık ruh yapısıyla dünyanın karmaşık düzeninde yol almaya çabalıyoruz. Her ikisine de hem esir olup hem isyan ederek hüzünle mizah arasında mekik dokuyoruz.
En ince noktasına kadar irdelenen sansürsüzce satırlara dökülen "aşk"a bu hikâyede ancak yardımcı oyuncu rolü düşüyor. Başrollerde bir kadının boyun eğecekken kafa tuttuğu kafa tutarken aslında dünyayla kafa bulduğu hayatı var... O hayat ki bazen tüm dünya umurunda bazen dünyadan çok uzaklarda...
Bitip tükenmeyen mutluluk arayışında fısıltılara kulak verme zamanı...
Lafını hiç esirgemeyen bir roman bu! Okurken bir yandan kendi hayatınızın da size fısıldamasına engel olamayacaksınız.