"Şehrin en uzak yerinden bir adam geldi koşarak..."
Yasin suresinde geçen kıssayı bilirsiniz. Elçileri yalanlayan kavmine karşı onları tasdik eden adam şehre koşarak girer ve "Ey kavmim elçilere uyun" der. Ama d/uymazlar. Onu da yalanlar ve helak olurlar.
Helakın helal olduğu bir çağdan geçtiğimiz sanrısı üzerine şehrin uzak noktasından gelen kelimeler. Bir adam ablukayı yararak kelimeler yağdırıyor hurafeler üstüne. Doğru bildiğimiz yanlışlarla yanlış bildiğimiz doğruların kesişme kümesinde dans ediyor. Ve bu danstan hakikat fışkırıyor.
Bir taşma hali var karşımızda. Usulca söylemek yerine bağıra çağıra haykırmak hakikati. Tam da çağın istediği gibi. Tam da ihtiyaç duyduğumuz gibi.
Dışarıda kalmak yerine içeriye buyurun. Buyurun ve unuttuğunuz kelimelerle umut edeceğiniz kelimelerin seline gark olun...
İsmail Erdoğan