İnsanlar vardır bu âleme sessiz gelir sessiz giderler arkalarında büyük bir sadâ bırakırlar. İnsanlar vardır fıtraten bahşedilen eşref-i mahlûkat olma makamını hem hâl hem de kâl dillerine âyine ederler. Türk-İslâm medeniyetinin sesi Bahaeddin Özkişi bu âlemden İlâhî takdirle zamanında kula göre erken gitmeseydi daha fazla insan ondaki bu halleri müşahede edebilecekti. Münevver mütefekkir süsleme-oyma sanatçısı ve edebiyatçı Bahaeddin Özkişi Türk toplumunun derdiyle dertlenirken Türk kültür ve medeniyetine dair değerleri klasik bakıştan moderne yönlendirmeyi başarmış bir sanatkârdır.
Çevresinde zarafeti kibarlığı ile tanınan Özkişi aynı zamanda Türk kültür dünyasını ve medeniyetini inşa eden değerleri eserlerinde yansıtma gayretini her vesileyle ortaya koyan büyük bir milliyetçidir. Dolayısıyla onun için 'Türk kültür insanı' değerlendirmesi yapmak yerinde olur. Özkişi'nin edebî yönünün en önemli tarafı Batı'nın er ya da geç insanları yok etme kültürel yozlaşmaya sebep olma ihtimaline karşı millî ve dinî değerlerle direnç göstermektir. Özkişi'nin eserlerindeki fertler ise his hayal ideal ve ülküleri oranında anlamlıdır.