Atıldığı kuyudan hiçbir yardım almadan bir başına çıkmıştı koşuyordu. Çıktığı kuyudan başka bir kuyuya düşmüştü belki de hiçbir şey bilmeden koşuyordu. Her ne kadar kötü olsalar da ağabeyleri yoktu artık yanında koşuyordu. İstanbul'da bir başına kalmıştı umurunda bile değildi koşuyordu. İstanbul'un hiçbir enteresanlığı ilgisini çekmiyordu artık ona bakan şaşkın gözlere aldırış etmeden koşuyordu. Babasını ağabeylerini Aykut'u hatta az önce olanları bile unutmuş koşuyordu. Hiçbir şeye odaklanmadan hiçbir şeyi düşünmeden koşuyordu. Geçmişi ve geleceği beynindeki belleği sıfırlamış koşuyordu. Bir bebekten daha fazla bebekti düşündüğü tek şey koşmaktı hiç durmadan koşuyordu. Yüzü kanlar içindeydi kim bilir belki de çok acı çekiyordu acıyı bile unutmuş koşuyordu. Ne yapacağını bilmez bir şekilde sadece koşuyordu koşuyordu koşuyordu...