Günümüzün en üretken Marksist tarihçilerinden Vijay Prashad Esmer Milletler'de yirminci yüzyıla damgasını vuran Üçüncü Dünya'nın tarihini "halkların tarihi" çerçevesinde ele alıyor. Üçüncü Dünya'yı sadece coğrafi bir tanımlama ya da uluslararası bir ittifak modeli olmaktan ziyade yüzyıllar süren esaretin ardından sömürgeciliğin zincirlerini kıran halkların siyasi iktisadi ve kültürel mücadelelerinin bütünü olarak gören Prashad Soğuk Savaş'a dair sıradan siyasi tarih anlatılarının ötesine geçen bir çalışmayla çıkıyor okurun karşısına. Üçüncü Dünya'nın tarihini bir fikir olarak doğduğu 1920'lerden dünyanın gündemini belirlediği 1960'lara ve nefesini tüketerek kendi mirasına sırt çevirdiği 1980'lere kadar bilimsel titizliği elden bırakmadan son derece canlı ve etkileyici bir anlatımla aktarıyor.
Nehru Nasır ve Tito gibi Üçüncü Dünya'nın "dev" siyasi figürlerinin olduğu kadar Bolivyalı madencilerin Jamaikalı kadın işçilerin Tanzanyalı köylülerin emperyalizmin kültürel boyunduruğuna karşı bayrak açan entelektüellerin de hikâyesi bu aynı zamanda. Prashad geçmiş güzel günlere methiye düzmek ya da yiten umutların arkasından ağıt yakmak yerine Esmer Milletler'de bu hikâyenin bugüne ve geleceğe bıraktığı mirasın izini sürüyor.