Kitabın tarihi kültür tarihimiz kadar eskidir. Mağara resimleri dikili taşlar çivi yazılı tabletler parşömenler rulolar "codex" denen bugünküne yakın ciltli kitaplar ve matbaanın icadını takip eden süreçte ortaya çıkan modern kitap... Bunların hepsi hemen hemen aynı işlevi gören medyalardı.
El yazması kitaplar manastırlarda hem muhafaza edilir hem de çoğaltılırdı. "Scriptorium" adı verilen bu çoğaltma merkezlerini ve onlara bağlı kütüphaneleri yöneten hangi kitapların rafa alınacağına hangilerinin çoğaltılacağına karar veren deneyimli yetenekli ve bilgili yöneticilere de "armarius" deniyordu.
Bugün hem okur hem yazar hem de yayıncı için kitapla ilişki arkaik ve klasik dönemlerden çok farklı bir yola girmiş gibi duruyor. İlker Balkan hem yayıncı hem editör hem yazar hem de bir okur olarak sahip olduğu kimlikler ve deneyimlerden hareketle geçmişe referansla geleceğin okurluğunu yazarlığını ve yayıncılığını sorguluyor.
Armarius yazarın derin kavrayışını nitelikli analizlerini ve kitap sevgisini bir araya getiren bir metin... Okumak yazmak ve kitaplar üzerine düşünmek isteyen herkese hitap ediyor...