Bu romandaki şahıslar çoğunlukla hayalidir ama olayların tümü gerçektir. Öyle ki kitabın tamamını okuyanlar İstanbul kültürü ve son dönem Türkiye'sinin ekonomik ve politik hikâyesinin özetini bulabilir. Yirminci yüzyıl tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de büyük değişikliklerin gerçekleştiği bir çağ oldu.
Asrın ilk çeyreğinde insanlarımız Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşüne şahit oldu. Başta İstanbul olmak üzere yurdun büyük kısmı işgal altında kaldı. Asrın ikinci çeyreğinde ise Anadolu Türklerinin Atatürk öncülüğünde şahlanışı ve Cumhuriyet'in kuruluşunun gurur ve sevincini yaşadı.
1946 yılında Birleşmiş Milletler kurucu üyesi olarak İnsan Hakları Beyannamesi'ne imza atan NATO'ya katılan AB'ne aday ülke seçilen Türkiye artık uygar Batı dünyasında yerini almış bir ülkeydi.
Türkiye 20'nci yüzyılın üçüncü çeyreğinde yeni sorunlarla karşılaştı. Kıbrıs anlaşmazlığının sonucunda İstanbul'un büyük ölçüde yağmalandığı yüzyıllar boyu süren dostlukların ve yerleşmiş düzenin bir gecede bozulduğu 6-7 Eylül olaylarını yaşadı. Yunanistan ve ABD ile Türkiye arasındaki sorunlar Kuzey Kıbrıs'ın işgali askeri darbeler Orta Doğu haritasının yeniden çizilmesinden kaynaklanan çalkantılar ülkeyi terör tehdidi altına girmesi sonucuna götürdü.
Yüzyılın sonunda iç ve dış askeri muhtıralar baskısı altında kalan Türkiye Cumhuriyeti dış ilişkilerini yeniden gözden geçirirken içeride de yeni kurulan partiler güç kazanıyordu. İşte bu kitabın kahramanları bu olayların tümünü yaşadı ve acı tatlı İstanbul rüyalarını gördüler.