Her çağın gök kubbesini kaplayan bazı karanlık bulutlar vardır insanoğlunun kendi elleriyle ürettiği. Tarihin en kanlı yüzyılı olarak tasvir edilen 20. yüzyılın son çeyreğinde güçlenen küreselleşmenin 21. yüzyıla kalan terekesinde birçok şeyin yanı sıra radikalleşme olgusu ve onun ikliminde ortaya çıkan yeni şiddet dalgaları ve söylem düzenleri de vardı. Geç modern dünyada bilginin akış ritmi muhayyileyi biçimlendirdiği gibi gündelik yaşamın sıradan pratiklerini de biçimlendirmektedir. Bu bağlamda medya gerçekliği yansıtma ve yeniden inşa etme gibi güçleriyle günümüzün enformasyon döngüsünde gözlemlenebilir sonuçlar üretmektedir. Din sosyolojisi perspektifinden kaleme alınan bu kitap radikal Müslüman birey ve grupların faili olduğu şiddet pratiklerinin medyada temsilini sorgulamaktadır. Konu 2014 yılında yaşanan iki önemli olay- Amerikalı gazeteci James W. Foley'in Daiş tarafından infazı ve 276 kız öğrencinin Boko Haram tarafından kaçırılması- odağa alınarak eleştirel söylem analizi çerçeveleme ve damgalama yaklaşımları ile irdelenmektedir. Böylece söz konusu din referanslı örgütlerin terör eylemlerinin medyada (dört dilde 13 gazete örneklem olarak seçilmiştir) anlatımı sırasında uygulanan çerçeveleme ile ortaya konan söylemin İslam ve geniş Müslüman toplumu için damgalama pratiği üretip üretmediği sorgulanmaktadır.