Batılıların Türklerle ilk tanışmaları Haçlı Seferleriyle olmuştur. Daha sonra Osmanlıların bu Haçlı güruhlarını Müslüman ahaliden uzak tutmak için müdafaa hattını Avrupa'nın ortalarına kadar taşıması bu müşterek düşman imajını pekiştirmiş ve Türk aleyhtarı binlerce kitap ve risale basılıp bütün Avrupa'ya yayılarak Batılıların hafızasına bu anlatımların husumet olarak kazınmasına sebep olmuştur. Bu algının izlerini bugün her türlü olayda izlemek mümkündür.
Voltaire'in tabiriyle ''Türk hükümdarı 20 milleti barış içinde yaşatırken'' Osmanlı'yı yaklaşık elli devlete bölen emperyalistler bu parçalanmış devletleri kendilerine av alanı olarak seçmişlerdir.
Biz bu kitapta Türk aleyhtarı karalamaları cerhetmek için bütün bu iddia ve söylentilerin karşısına; Osmanlı ülkesini çeşitli vesilelerle ziyaret ettikten sonra anılarını yazarak Osmanlı Devleti'ni ve halkının adet ve geleneklerini anlatan yabancı diplomatlar seyyahlar askerler ve tarihçiler gibi gruplardan müteşekkil sayısı iki yüzden fazla bir tanıklar ordusuyla çıktık.
Bu kitabın Osmanlı'yı kutsayıp Cumhuriyet'i yerme yarışına girenlerle Cumhuriyet'i güzellemek için Osmanlı'yı yermek ihtiyacı hissedenlerin görüşlerinin yakınlaşmasına vesile olması ümit edilebilir.