Modernleşmenin Batı Avrupa'daki serüveni sadece ortaya çıktığı coğrafyayı değil bütün dünyayı etkileyen bir meydan okumadır. Avrupa modernleşmesinin erken dönemlerinden itibaren Müslüman dünyanın düşünce ve eylemlerine tesir etmeye başlayan bu olgu Müslümanların geleneksel bilgi alanlarını sorgulamalarına yol açmıştır. Bu sorgulamada en çok odaklanan alan ise Müslümanların vahiy-akıl ilişkisini kuramsal düzlemde ele aldıkları bir disiplin olan fıkıh usûlü ilmidir. Bu süreçte fıkıh usûlüne farklı işlevler yüklenerek kavram ve temel varsayımlarına yönelik önemli revizyonlar ileri sürüldü. Ancak modern fıkıh usûlü okumaları bu ilmin modernleşme döneminde ortaya çıkan yeni fıkıh adını verebileceğimiz karşılaştırmalı fıkıh (el-Fıkhu'l-mukâren) yöntemini temellendiren ahkâm-ı şer'iyyeyi yeniden inşa etme yöntemi olarak algılarken aslında bu disiplinin çok daha derinlikli ve sofistike olan nazari rolünü ihmal etmişlerdir.
Bu kitap modern zamanlarda fıkıh usûlü ilminin ilgi alanına giren konularda Müslümanların geliştirdikleri yöntemler ile Kutsal Metin etrafında geliştirilen yorumları incelemektedir. Modernleşme ile beraber ortaya çıkan değişik yorumlar bu yorumların tarihsel referansları ve tesirleri üzerinde detaylı bir şekilde duran yazılar fıkıh usûlünün güncel teorik meselelerle ilişkilendirilerek okunması tartışılması ve yeni fikirlerle geliştirilmesi zaruretini ortaya koymaya çalışmaktadır.