Meddahlık omzunda mendil elinde sopa bir sandalye üzerinde oturan hoşsohbet bir kişinin hikâyeler anlatması olarak bilinir. Bu sanatı icra edenlerin bir tür beceri sergilediği ileri sürülür. Ancak günümüzde yaşadığı tartışma götüren meddah anlatılarının yakın geçmişe kadar uygulanan son örneklerinde hangi hünerlerin sergilendiği de tartışma konusudur. Elinizdeki kitap saygı ile değer verilen ama sanatsal anlamda değerli özelliklerinin neler olduğu iyi bilinmeyen meddahı bir gösteri boyutuyla ele almaktadır. Onun tiyatro sanatı nitelikleri ile becerikli ve izlenmeye değer bir etkinlik olduğunu ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Bu kitap meddahın edebi içeriğin aktarıcısı işlevinden daha çok eylem sanatı boyutunu vurguluyor. Ustalıklı oyunculuğunda yazarlık ve yönetmenliği birleştirmiş bir meddahın temel niteliklerini ele alıyor. Genel olarak elinizdeki kitabın yazılma amacı "Meddahı kültürün bir parçası olarak sanatsal yapan özellikler nelerdir?" sorusuna verilen yanıtla ortaya koyulabilir. Kitap bu soruyu yanıtlıyor ve meddahın estetik çerçevesi konusunda öneride bulunuyor. Ayrıca bu sanatın çağdaş sahne estetiği ile ilişkisini ortaya koyarak günümüz sahne olanakları ile hangi bakımlardan değerli olabileceği konusunda da bilgi veriyor.
Drama liderliği ve tiyatro eğitimi süreçlerinde hikâye anlatımını sözden öte bir gösteri olarak tanımakta yararlı olacağından kuşkum yok. Seyirciye (dinleyiciye değil) sözlerle dikte eden değil tiyatral anlamda bir dünya sunarak onunla ilişki kurmanın değerinden söz ediyorum. Son zamanlarda tek kişilik anlatıların/gösterilerin iyice arttığını düşünerek başta tiyatro oyuncuları olmak üzere yönetmenleri ve yazarları için de yeni bakış açıları sunacağını umuyorum.