Yazar içten samimi ve akıcı üslubuyla ağır kış şartlarının hüküm sürdüğü seksen yıl öncesi doğup büyüdüğü Erzurum'u ressamın fırçası yerine kalemi ile resmetmiştir.
Kültür farklılığının ayrıştırdığı toplum kesimlerinin birbirini tanıyamama özelliği yanında yılların aşındıramadığı gelenek ve göreneklerin etkisiyle savrulan insanların durumunu ortaya koymuş savaşların ve düşman işgalinin tarumar ettiği ailelerinin dramını yansıtmıştır.
Tahsil hayatının renkli serüvenlerini mizah süzgecinden geçirerek; bazen güldüren bazen ağlatan ifadelerle okuyucuya ulaşmaya çalışmış hayatının akışı içinde satır aralarına bazı bilgi kırıntıları sıkıştırarak okuyucuyu düşünce ufkuna kanatlandırmak istemiştir.