"Sıkıntılı günlerde hiçbir yerde ışık görmediğim karanlıkta çaresiz kaldığım zamanlarda Bhagavad Gita'ya başvururum... Başımdan geçen bunca acı olay içimde derin yaralar açmamışsa silinmez izler bırakmamışsa bunu Bhagavad Gita'ya borçluyum."
Mahatma Gandhi
Bhagavad Gita çağlar boyunca Hint yaşam biçimi ve kültürünü şekillendiren en etkileyici ve en önemli felsefi metinlerden biri olarak kabul görmüştür. Gita cehalet acı ve ölüm gibi bir insanın hayat döngüsü içerisinde yüzleşmek zorunda kaldığı evrensel sorunlara kısıtlamalara çözüm bulmayı amaçlar.
Bu açıdan bakıldığında Bhagavad Gita Hint kökenli olmakla birlikte zaman ve sınır tanımayan evrensel bir yönü de vardır. Belirli bir kişiye topluluğa ülkeye ait değildir. Bhagavad Gita tüm insanlığa ait bir kitaptır. Yaşam içerisinde sürekli mücadele eden tatminsizlik çeken fazlasıyla endişeli ve düşüncelerin karmaşasına çelişkilere düşmüş zihinlere hitap eder.
Swami Dayananda'nın klasik Vedanta bakış açısı ile ele aldığı bu Gita yorumunda yazar Bhagavad Gita'yı kelime kelime çevirerek içerisinde kaybolmaktan ziyade okuyucuya metnin ana konusunu dolaysız bir şekilde; asıl mesajı anahtar dizeler ile vererek büyük bir canlılık ve akıcılık ile sunar. Vedanta'nın dünyaca ünlü en saygın öğretmenlerinden biri sayılan Swami Dayananda Bhagavad Gita'nın derinliğini tam ve kusursuz bir şekilde gözler önüne sermenin yanı sıra etkileyici bir yalınlık ve açıklık ile modern zamanın zihinlerinin de öğretiyi kolayca anlayabilmesine yardımcı oluyor.