"Dünyanın tüm hüzünlerini toplayıp bir şiir yazsam adına "Kırlangıç" derdim. Kısa bir yaşama sığdırılmış aşkların resmini ekler kavuşamayanların namelerinden bir türkü yapardım. İçine gülün vefasızlığına karşılık azıcık da bülbülün bekleyişlerinin dinmeyen sancılarını katardım. Ardından gelmeyeceğini bile bile sırf ahde vefa adına ömrünü beklemeye adayanların vefasından katardım.
Aslında Leyla'yı Mecnun'u Kerem'i ve Aslı'yı tanıyan biri olarak biraz da kendimi katardım. Düşerdim yollara Zaman mevhumunun dışında dünyanın mistik şehirlerinde mistik aşklar arardım.
Yeryüzünün gelmiş geçmiş en bilge insanlarına bu aşkların sesi tadı acısı aynı mı diye sorardım. Belki sürekli bir rüzgarda belki kesilmeyen bir suda belki de tarihe şahitlik eden bir yapının sesini dinlerdim. Bir şiire sığmayınca tüm bu söylediklerim; bir kitaba yazardım. Adına da "Kırlangıcın Aşkı" derdim.