Buz tutan şehirde camdan dışarı bakıyorum lapa lapa kar yağıyor yüreğimin odalarına üşüyorum. Sözlerim boğazımda kalıyor anne...
Güzel memleketim Aluşta anılarla birlikte canlaniyor zihnimde ve özleyen şehrin ruhu çağırıyor uzaklardan...
Aluşta'da sokağın sürgün izlerine bakan yaşlı nineler dedeler; mütemadiyyen sürgünün buruk izlerini taşıyan çocuklar şehrin batan güneşinden habersiz oynuyorlardı.
Kırım yabancı nefeslerde üşüyor kendi insanının nefesini sesini ruhunu özlerken kendi insanının ardından çaresiz ve öksüz hissediyordu tüm şehir...