Bir toplumda suçla mücadelede suç takibinden caydırıcılığa kadar uygulanan değişik yöntemler adalet sisteminin temelini oluşturan önemli faktörler olarak bilinir. Ancak Durkheim'ın da yıllarca önce üstüne basarak söylediği gibi suçun toplumsal hayattan bütünüyle kaldırılması mümkün olmadığı gibi bunun uygun bir yöntemi de yoktur. Suçu bir toplumsal vakıa olarak günlük yaşamı katlanılmaz hale sokmayacak oranda düşürmek o toplumda yerleşik adalet sisteminin yerine getirmesi gereken temel işlev olmalıdır.
İşte bir disiplinlerarası (interdisipliner) çalışma alanı olan adalet psikolojisi araştırmacılara bu anlamda temel disiplinlere ve başka bilim dallarına da hâkim olma sorumluluğu yükler. Adalet psikolojisi suç profillerini ortaya koyarken bunların artış ve düşüş oranları ile kendi içindeki değişimlerini tespit eder ve hukuksal açıdan ne tür önlemlere ihtiyaç duyulması gerektiğine işaret ederek hukuk politikalarının yeniden düzenlenmesini sağlar. Ne var ki "hukuka aykırılık" üzerinde çalışıp bunun bir bütüncül açıklamasını yaparken mekândan kültüre biyolojiden psikolojiye ekonomiden siyasete kadar birçok faktörü değerlendirmeli kişinin yaş grubunu ve çevresel etkileşimlerini göz önünde bulundurmalıdır. Bu nedenle adalet psikolojisi "normal olmayan" davranış biçimlerine odaklanan bir disiplin olarak ceza politikalarının belirlenmesi için de temel veriler sunar.
Prof. Dr. Yasemin Işıktaç'ın bu eseri hukuk öğrencileri ve sözkonusu alanlara yabancı olabilecek tüm okurlar düşünülerek kaleme alındı. Özellikle hukuk felsefesi ve hukuk sosyolojisi alanlarında uzmanlaşmış bir bilim insanı olan Işıktaç'ın Adalet Psikolojisi adlı bu kitabında genel bir girişten sonra başta suçlu psikolojisi suç kavramı sanık psikolojisi tahlilleri üzerinde durulmuş; usul psikolojisi tüm yanlarıyla ele alınmış; tanıklık tanık psikolojisi hükümlü psikolojisi mağdur psikolojisi tüm yanlarıyla disiplinlerarası yöntemle incelenmiştir. Kitap bu nitelikleri ile temel bir başvuru kitabı olarak öne çıkmaktadır.