Gerek özel sektörde gerekse de kamu sektöründe kuruluşların etkin ve verimli çalışmaları ve kaliteli hizmetler sunmaları tüm ülke ekonomisini ve yönetimini doğrudan etkilemektedir. Günümüzde özel sektör kuruluşlarının mal ve hizmet kalitesinin günün şartlarının gerektirdiği şekilde iyileştirmemeleri halinde varlıklarının sona ermesi kamu kuruluşları için de geçerli bir olgu haline gelmiştir. Artık kamu kuruluşları da içinde bulundukları verimsizlik ve iş yapmaktan çok iş üretmeyen kurumlar haline gelmeleri sonucunda gerçek varlık sebeplerini ortadan kaldırmakta fiziksel olarak var olsalar da kamuoyu gözünde büyük imaj kaybına uğramaktadırlar.
Tüm dünyada 1970'lerin ortalarından başlayarak hizmet sunumunda performansı artırmak temel bir politika olmuş ve 1990'lı yıllardaki gelişmeler tüm kuruluşlarını ciddi bir şekilde etkilemeye başlamıştır. Bu süreçte gündeme gelen süreç ve performans yönetimi uygulamaları; özellikle kamu kuruluşlarına etkinliği ve verimliliği izleme kontrol etme ve stratejik öncelikleri yerine getirme imkânı veren yeni bir yönetim anlayışı olarak dikkat çekmiştir.
Son yıllarda dünya genelinde yaşanan değişim ülkemizde başta kamu sektörü olmak üzere tüm kuruluşlarımızı doğrudan etkilemektedir. Özellikle yasal düzeyde yapılan çalışmalar bu kuruluşların yapılarını ve hizmet sunma felsefelerini doğrudan etkilemektedir. Türkiye'de bu alanda yaşanan en kapsamlı değişim eski denetim anlayışı karşısında kamu mali yönetiminde yeni sistemin kurulması ve yeni denetim anlayışına geçilmesi şeklinde olmuştur.