Sağanak hayatındaki savrulmalardan iniş çıkışlardan sonra kendisini bir gölün kıyısında bulan Efsun adlı karakterin deyim yerindeyse yeniden dirilişinin kendini hayatı ve bir nevi hakikatini bulmasının romanı. Kadın cinsiyetini yeniden tanımlayıp kapitalist düzenin kadına ve aslında insana biçtiği role bir karşı duruş çabası. Güçlü bir dil ile inşa edilen roman insanın aradığı her şeyin ne kadar yakında olduğunu sarsıcı bir kurguyla ortaya koyuyor.
"Gözlerini suya dikti. Hiçbir yere gitmeyen devinip dalgalanmayan çoğalmayan bulanıklığından gocunmayan yarı bataklık durgun su birikintisine..."