Dindarlık görünümü altında dinin özünden uzaklaşma ya da dini çığırından çıkarma iradeleri uzak-yakın insanlık tarihinin gündeminden düşmeyen bir konudur. Bu konunun sorunun tarafları olan tarih ve din olgusu çerçevesinde ele alınması elzemdir. Zira ikiyüzlülük olgusuna 'ana kucağı' rolü oynayan tarih ile onu beslediği söylenen dindarlıklar insanlığın yabancısı olmadığı oluşumlardır. Bilinmelidir ki art niyet sınırsız beklenti ve dürüst olmamanın yaratmış olduğu kuşku hâli bu duygularla uzun süre barışık hâlde yaşayamayacak olan insan için kamburu mesabesindedir.