Yirmibirinci Yüzyılın birinci çeyreğinin sonunda Dünya'nın en gelişmiş on ülkesi arasında yer almak için ülkeler amansız bir yarış içerisinde...
Türkiye'nin cumhuriyetin 100. yılına rastlayan bu dönemin sonunda ilk on sıralamasında yer alıp alamayacağı ise büyük merak konusu.
Önümüzdeki 20 yıl boyunca halen ilk "on" da yer alan ülkelerin konumlarını korumaları ve hatta kendi aralarında daha öne geçme iddiaları yanında bir çok dünya ülkesinin de kendileri için ilk on ülke arasına girmeyi hedef seçmiş olmaları yarışın çok çekişmeli geçeceğini göstermektedir.
Ayrıca içinde bulunduğumuz bilgi çağında ekonomik büyümenin ivmesini ve kalitesini belirleyen unsurların başında sadece politikacıların girişimcilerin ve teknokratların değil aynı zamanda işçinin ve çiftçinin de bilgi düzeyi ve yüksek teknolojiyi kullanma becerisi çok önemli rol oynacaktır.