Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından sonraki buhranlı günlerde devletin yüzlerce yıllık teb'ası olan gayri müslim unsurların yani azınlıkların tutum ve davranışları tarihsel bir ders niteliğinde olmuştur; gayrimüslim unsurlar yüzlerce yıldan bu yana büyük bir haksızlığa uğradıklarını savaş yıllarında yerlerinden yurtlarından edildiklerini mağdur olduklarını iddia eden yayınlar ve propagandalar yaparak Türk halkı üzerinde ağır bir siyasal ve duygusal baskı yaratmışlardır.
Mütareke günlerinden bu yana propaganda ve taleplere Atatürk döneminde ve cumhuriyetin ilk yıllarında ara verilmişse de 1980'lerden bu yana gittikçe artan bir yoğunlukla sürdürüldüğü görülmektedir; bu durum edebiyat sanat siyaset sinema ve medya organlarıyla yoğun bir şekilde Türkiye'ye karşı bir kampanyaya dönüşmüş durumdadır.
Türkiye üzerinde yeni siyasal coğrafyalar ve yeni aidiyetler yaratmaya dönüşen bu politikalar vatan bütünlüğüne ve halkın birliğine tehdit halini almıştır