1934 yılında Albay James Churchward'ın Tibetli rahip Rihi'nin yardımıyla gün yüzüne çıkarmış oldukları 16 bin yıllık "Naa-kal" tabletlerinin transkripsiyonuyla ortaya onemli tarihsel ve dinsel konular çıkar. Bu dinsel konuların ilki batık kıta da egemenlik sürdüren Mu uygarlığında muhteşem törenlerle kutlanan Osiris dininin rahip-yazman Thot tarafından Mısır'a göç yoluyla getirildiği belirtilmektedir. Günümüzdeki dinlere önemli mesajlar veren Mısır'daki Osiris kültü; ezoterik şekliyle hala kilitlendiği sandıktan çıkarılamamıştır.
Tüm yaratılış öykülerinde korkunç bir son yaratan tufanların meydana getirdiği tahribatlar günümüze ulaşması gereken belgeleri de tahrip etmiştir. Mu kıtası doğal afetler nedeniyle sulara gömülmeden önce kıtada yaşayanların güneş kültüyle yakından ilgilendiklerinden dolayı imparatorluk adına "Güneş İmparatorluğu" adı verilmişti. Bilindiği gibi Inkalar da kendilerine "güneşin çocukları" adını takmışlardı.
Ali Narcın dosya konusu olan eski Mu inancından Mısır'daki Nil deltasına damlayan bilge Osiris'in yazdıklarıyla yüzlerce dinsel ekolun yararlandığı onun öne sürdüğü ölümden sonraki yaşam gelenekleriyle yargılama adına itiraflarda bulunan ruhun hangi aşamalardan geçerek Ra'nın sarayına ulaştığını ince ayrıntılarla ele almıştır.