Eda minibüsün önünden geçti. Karşı caddedeki eczanesine gitmek üzere telefon kulağında yolun ortasına geldiği anda acı bir fren sesi duyuldu. Hızla gelen lüks bir otomobil Eda'ya çarptı. Çarpmanın etkisiyle havaya fırlayan Eda o hızla yere düştü. Minibüs henüz hareket etmediğinden Kenan koşarak yanına geldi:
" Ah be ablacığım ne yaptın! O kadar da dikkatli ol dedim."
Trafik tamamen durdu. Çarpan aracın şoförü olan kadın şok geçirmiş durumda az ileride durabilmişti fakat arabasından inemiyor titriyordu.
*****************************************************
Birkaç dakika geçmişti ki arka tarafta bir gürültü koptu. Herkes gibi o da sesin geldiği tarafa baktığında gördüğü manzara çok ürkütücüydü. Kar maskeli bir adam Halil'i diz çöktürüp bir kolunu arkaya kıvırmış başına da bir tabanca dayamıştı diğeri de hızla veznelerin önüne gelip: "Kimse yerinden kıpırdamasın bu bir soygundur! Yerinden kıpırdayan olursa ölür.
Siz de şu torbalara paraları doldurun çok çabuk yoksa hiç acımam!" diye bağırdı. O sırada ani bir hareketle veznedar Asım alarm butonuna basmış polise imdat sinyalini iletmişti. Eda Halil'e dikkatle baktığında burnunun ve alnın kanadığını gördü çok üzüldü. Yerinden kalkıp ona doğru ilerlemek üzereyken Halil'in arkasındaki soyguncu silahını Eda'ya çevirerek: " Çabuk yerine otur yoksa ikinizi de öldürürüm!"