Suriye tarihin en büyük yıkımlarından birini yaşadı.
Bu yıkım sadece bir ülkenin değil bir toplumun da yıkımıydı.
Cihangir Bey'in dedesi bir Osmanlı askeri olarak vakti zamanında Halep'e gitmiş ve bir daha da ülkesine dönmemişti.
Suriye iç savaşının başladığı tarihe kadar Abdullah Efendi'nin soyundan gelenler Halep'te kuyumculukla geçimini sağlamıştı.
Her şey yolundaydı ama savaş hiçbir şeyin eskisi gibi olmasına izin vermeyecekti.
Bu roman bir toplumun varlıktan yokluğa mutluluktan acıya uzayan sürecini anlatmaktadır.
Zamansız ölümler sürgünler tecavüzler Halep-İstanbul ve Bağdat üçgeninde karşılaşılan dehşet verici olaylar...
Hepsi ve daha fazlası bu kitapta...