Kişisel verilerin korunması giderek popülaritesini artıran ve hukuk dahil pek çok disiplin ile ilişkisi gelişen bir alandır. Özellikle bilisim teknolojileri alanındaki gelismeler artık petrolden daha degerli olarak nitelenen veri kavramını teknoloji-hukuk ekseninde onemli bir noktaya koymaktadır. Yuval Noah Harari'nin cok satan kitabı Homo Deus'ta dile getirdigi uzere "Yukselen en ilginc din ne Tanrılara ne de insana hurmet ediyor sadece veriye tapıyor: Dataizm dini." İşte bu çalışma ekonomik olarak büyük bir değer taşıyan verinin korunmasını en temelde insanın varolusunun korunması ile es anlamlı kabul ederek kisinin maddi ve manevi varlıgını serbestce gelistirebilmesi gereğinden yola çıkmaktadır. Dolayısıyla calısmanın temel yaklasımı kisinin kendisine iliskin bilgiler uzerinde kontrolunun saglanmasının ilk planda bir temel hak ve ozgurluk sorunsalı oldugudur. Bu baglamda bireyin karsılastıgı temel hak ve ozgurluk ihlallerine karsı veri koruma sistemi anayasal ve yasal bir guvence olusturmalıdır. Bu ön kabulden yola çıkan eserde Avrupa Birligi ve Avrupa Konseyi Veri Koruma Hukukunun (Veri Koruma Reformu GDPR 108 Sayılı Sözleşme ve 108+ Revizyonu 95/46/AT Sayılı Direktif AB Temel Haklar Şartı İHAS Lizbon Anlaşması Amsterdam Antlaşması vs.) anayasal ve yasal acıdan onem tasıyan unsurları belirlenerek söz konusu hukuk düzeninden Turk anayasal sistem ve içtihatlarının ne sekilde etkilendigi ve anılan hukuk düzeninin ulusal Veri Koruma Hukukuna yansımaları ele alınmıştır.