Akşamüstü yağmurları yağıyor... Kurşuni Kekik Mavisi
Su yeşili... Karanlık basacak az sonra...
Yine hüzün yine özlem yine keder olacak bende...
Yokluğunun acısı çökecek yüreğime...
Yokluğuna alışmaya çalıştığım kim bilir kaçıncı gün?
Yokluğunu kabullenmek çok ağır geliyor.
Sevdiğim... Anlamak ve alışmaksa imkansız... Kor ateşler
içinde yangınlardayım... Yüreğimin içinde karıncalar yürüyor...
Gece demini almış. Uykuya kafa tutan gözlerim sensiz...
GİTTİN! Önce gözlerim öksüz kaldı yokluğunda.
...........
Hangi çiçek olsa kanardı; terkedilmişse coğrafya
kitabının arasında. Hele bir de unutulmuşsa
Torosların yamacında. Satılırken eski kitapçıya; kanı
kurmuş karanfil miydi ayaklarımın dibine düşen?
Yoksa anılarım mı? Usulca alırken yerden
parmaklarımın arasında dağılan gülün yaprakları mıydı?
Yoksa gençliğim mi?