Annesi odasına girdiğinde yatağından çıkmış feneri söndürüp çalışma masasının çekmecesine koymuştu bile. Lavaboda saçlarını tarıyordu.
Odanın içinde aradığını bulamayan annesi tekrar seslendi. Bu sefer çağrısına karşılık alabildi.
Efendim anneee!
Sabahtan beri seni çağırıyorum oğlum. Niçin ses vermiyorsun?
Affedersin anneciğim kapıyı çaldığını duymadım.
Ne kapısı oğlum davul çalsalar duymazsın. Her sabah aynı şey! Bir kere de...
Tamam anne! Tamam!
Tövbe tövbe! Haydi çabuk kahvaltıya!
Hemen geliyorum.
Bu sefer babası seslendi:
Haydi çocuğum gelsene sofraya!
Geldim baba!
Keremcan'ın sırrını merak ettiniz değil mi? Size şu kadarını söyleyelim; müthiş bir sır. En iyisi okuyun öğrenin.