"Bir hükümdarın aslında hiç özgür olmadığını her şeye egemen görünse de bu egemenliğin gözle görünmez sınırlarla çevrili ve de pamuk ipliğine bağlı olduğunu çoktan öğretmişti Ahmed Han'a tarih." Bir yanda tüm zarafetiyle güzelliği estetiği ve bir dönüşümü yansıtan laleler; diğer yanda saltanat savaşlar güç-denge mücadeleleri... Gölgemi Bıraktım Lale Bahçelerinde merkezine insanı alıyor. Lale Devri'ne ve bu "gösterişli" dönemin padişahı Sultan III. Ahmed'e yakından farklı bir perspektiften bakmaya davet ediyor okuyucuyu. Kimi zaman padişahın gücü sanatçının kendi adını geleceğe aktarma endişesinde yankılanıyor. Bir an padişahın kıyafetlerindeki kumaşlardan sarayın odalarındaki ihtişama uzanırken; sonrasında saray mutfağının lezzetlerine tanıklık ediyor Osmanlı'nın sosyal hayatının bir parçası oluveriyorsunuz. Gül İrepoğlu sarayın yalıların bahçelerin arasında geçen bu yolculukta hayallerle gerçek tarih izlerini bir araya getiriyor.