Görünüm aldatır. Gerçek göründüğü gibi değildir. Ya da öyledir belki ama ancak bildiklerimizi bir yana bırakıp taptaze bir bakışla baktığımıza öyledir. Yaşamdan dört bir koldan sunduu esini aldığımızda... işte o zaman görüveririz kırk küpün altındakini. Görür ve sorumuzun doğru yanıtını devşiririz.
Kırk Küpün Altındaki geçtiği çevredeki yaşam kadar yalın bir üslupla bir arayış öyküsü sunuyor bizlere. Alanında devrim yaratacak bir yöntem geliştiren bir "değirmencinin" öyküsü olarak okuyabilirsiniz onu. Anadolu arka planında Anadolu'nun yaşam temposuyla gelişen duru bir öykü olarak. Bir solukta. Ya da kırk küpün derinliklerine uzanarak bir bakış kavrayış ve dönüşüm öyküsü olarak da okuyabilirsiniz. Seçim sizin. Öykünün görünürdeki yalınlığının altında yatan zenginlik de burada.
Orhan Aydın bizlere iyi bir değirmenin unu kadar ince elenmiş bir öykü anlatıyor.