"Ürkütücü bir sessizlik ve yalnızlık vardı. Yabancılık vardı. Her şey soğuktu. Oturduğum yerde zangır zangır titriyor sürücünün ve korumanın görmesinden çekiniyordum. Bağırmak istiyordum yalnızlığımı gidermek için. Bir çığlık beni ve herkesi bana getirirdi belki. Bağıramadım. Hiçbir şey çığıramadım. Ağzımı bile açamadım. Açtım da ses mi çıkmadı bilemiyorum. Kendimle kaldım yine."
Anıların yükü böylesine ağırdır kimi zaman. Taşımak için biraz hafifletmek gerekir. Bunu yapabilmek için yaşanan acıların anlatımına az da olsa bir hoşluk katıldığını; hem de bu acıların dudağın köşe bucağında oluşturduğu o aşağılayıcı o kınayıcı gülücüğe vurgu yapıldığını göstermek içindir "gülümseten acılar."