'Şehir ve Yazar' adlı bu çalışma maddi değeri artmakla birlikte anlamını yitiren şehirlere edebiyat penceresinden bakmayı amaç edinmektedir. Belirlenen altı soru ile yazarlarımızın doğduğu bir dönem yaşadığı memleket kabul ettiği veya ikamet ettiği şehirler hakkında görüşleri alınmış; onların sosyal hayatla ilişkili olarak şehir mahalle cadde sokak ve ev gibi mekânlara nasıl baktıkları okuyucuların dikkatlerine sunulmuştur. Kurmacanın ve estetik kaygının baskısı olmadan okuyucu ile yazarı baş başa bırakan bir tür olan röportajlar bu kitapta yazarlarımızın şehir hakkındaki tanıklıklarını duygu ve düşüncelerini dile getirmelerine vesile olmuştur. Modern insanın geçmişi arama çabasının bir yansıması olan nostalji arzusu şehir yaşamının hızlı ve yoğun temposunun beraberinde getirdiği yalnızlaşma ve bireyselleşme olgusundan doğmaktadır. İşte bu röportajlar yazarlarımızın bu bakış açısı çerçevesinde eski ile yeniyi kıyasladıkları ve özlemini duydukları şehri de ifade eden metinler olarak düşünülebilir. Çalışmanın bu düşüncelerden hareketle şehir merkezli çalışmalara katkı sağlayacağını düşünüyor tek yazarla yapılan röportaj kitaplarından farklı olarak röportaj kitaplarına da yeni bir soluk getireceğini umut ediyoruz.