Modernleşme olgusu 19. Yüzyıldan itibaren diğer bilim alanlarını olduğu gibi tarihçiliği de derinden etkiledi ve yeniden inşa etti. Yüzlerce yıllık bir tarihçilik geleneğine sahip bu topraklarda modernleşme süreçlerine bağlı olarak belirginleşen ideolojilerin kendi değerler dünyası çerçevesinde icat ettikleri tarih düşünceleri dönemin tarihçilerini doğrudan ya da dolaylı olarak biçimlendirdi.
Modern Türk tarihçiliğinin ivme kazandığı Osmanlı'nın son dönemlerinde başlayan cumhuriyetin kurulmasıyla daha netlik kazanan süreç içerisinde tarihçiler kaçınılmaz olarak ideolojilerin yan ürünleri olan tarih düşüncelerinden tezlerinden ve de perspektiflerinden farklı şekilde etkilendi.
"Türk Tarih Tezi" tarihçiler arasında Cumhuriyetin erken dönemlerinde kabul gördü. Yıllar içinde (ağırlıklı olarak 1940 ve 1950'lerde) bu teze karşı çıkarak sırasıyla "Mavi Anadolucu Tarih Tezi"ni ya da "Muhafazakâr Anadolucu Tarih Tezi"ni benimseyenler oldu. Ağırlıklı olarak 1950-1970'lerde ise Marksizmin doğu halklarının tarihine ilişkin geliştirdiği "Asya Tipi Üretim Tarzı" tartışmalarına ilgi duyanlar çıktı. Aynı yıllarda bu kez siyasallaşmış Müslüman Türk milliyetçilerinin geliştirdiği Türk İslam Sentezi'nin bir söylemi olarak ortaya çıkan "Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkûresi" bazı tarihçilerce benimsendi. Bütün bu tez ve teorilerin Türk tarihçiliği için ne anlama geldiği ise neredeyse hiç konuşulmadı.
Bu kitapta Türk Tarih Tezi'nden teritoryal temelli tarih görüşüne Marksist bir tarih yaklaşımı olarak Asya Tipi Üretim Tarzı'ndan geri kalmışlığın ya da az gelişmişliğin tarihine Türk-İslam Sentezi'nden Garbiyatçılık'a kadar pek çok tez ve teori ilk defa derinlemesine tartışmaya açılıyor.