Süleyman Çobanoğlu ilk kitabı Şiirler Çağla (1995) ile hem yoğun tartışmalara yol açmış hem de takındığı şiirsel tutumu sürdürüp sürdüremeyeceği konusunda merak uyandırmıştı. 14 yıl sonra 2009'da gelen Hudayinabit hem bu spekülasyonlara esaslı bir cevap verdi hem de şairinin Türk Şiiri'nde açtığı alanı genişletip pekiştirdi.
Hudayinabit özü itibarıyla çağdaş Türk Şiiri'nin ilk dönemine bir saygı ifadesidir: Şair Türkçe konusunda duyarlı ve kıskanç yazdığı ve yayınladığı her bir dizeye karşı titiz ve sorumlu o büyük şairler kuşağına Hudayinabit ile bir yankı vermeyi amaçladı. Döneminde çoğu ilk kez yayınlanmış şiirlerden oluşan bu hacimli kitap işte bu çabanın ürünüydü.
Öte yandan Hudayinabit ya şairinin kaprisli bilinçaltı sayıklamalarına ya ideolojik homurdanmalara ya da bağıra çağıra iman tazelemelere hapsedilmeye çalışılan Türk Şiiri'ne bir soluk aldırma girişimi Türk Şiiri'ni yeniden Türk Aşkı'na çağıran bir mektup oldu.
Hudayinabit yeni şiirimizin en önemli kitaplarından biri. Çobanoğlu'nun Şiirler Çağla'dan (1995) Tamgalar'a (2019) uzanan yolculuğu için bir köprü.
Ve elbette Büyük Türk Şiiri'nin görkemli varlığına yaraşır bir övgü.