Günümüzde "beden" hem direniş imkânları bakımından hem de iktidarların kendi hegemonyalarını sürdürmeleri bakımından radikal ve kurumsal politikaların merkezinde yer alıyor. Federici de direnişin ve tahakkümün mücadele alanı olarak gördüğü bedenin bir tarihi olduğunu ileri sürüyor. Feminist ırkçılık karşıtı trans ve çevreci bütün hareketler açısından beden devlet ve sermayeyle karşılaşmanın bir zemini dönüştürücü toplumsal pratiklerin yeşerebileceği bir imkân olarak algılanıyor. Öte yandan kapitalist gelişmenin neoliberal döneminde sermayenin girdiği ve bir türlü aşmayı başaramadığı yeniden üretim krizinde de bedeni tahakküm altına alma ve denetleme zorlu ve kaçınılmaz hale geliyor. Bedenlerin yalıtılması parçalanması psikolojik ve tıbbi müdahalelerle yeniden oluşturulması arzu ve ihtiyaçlarının ya bastırma ya da uyumlulaştırma yoluyla denetlenmesi kapitalizmin tahakküm stratejileri olarak karşımıza çıkıyor. Oysa Federici'ye göre beden sömürünün sınırı onun önündeki engeldir. Bedeni özgürleştirici ve içkin bir politik imkâna dönüştürmek ise ancak onun arzu ve ihtiyaçlarını çoğaltmakla mümkündür. Bunu da birbirinden yalıtılmış olmaktan dolayı korku yüklenip iktidarın tahakkümüne boyun eğmeye hazır bedenlerden ziyade başka bedenlerle hatta insan olmayan varlıklarla ve doğayla "büyülü" bir birlikteliğe giren bedenler yapabilir. Bu yüzden de ancak korku ve yalıtılmışlığın "keder"inden çıkıp "neşeli militanlık"la arzularını ve ihtiyaçlarını şimdide politikleştiren bedenler kendilerini başkalarını ve dünyayı dönüştürebilir.
İtalya'da doğup büyüyen Silvia Federici 1967'de felsefe eğitimi için gittiği Amerika'nın çeşitli üniversitelerinde ve ayrıca Nijerya'da Port Harcourt Üniversitesi'nde dersler vermiştir. Feminist bir eylemci araştırmacı ve eğitimci olan Federici'nin çalışmaları esinini toplumsal mücadelelerden almış ve bu mücadelelerle sürekli bir diyalog içinde olmuştur. 1970'lerin başından itibaren Maria Rosa Dalla Costa ve Selma James gibi kuramcılarla birlikte Uluslararası Feminist Kolektif'in kurucuları ve "Ev İşi İçin Ücret" kampanyasının örgütleyicileri arasında yer almıştır. Bu hareket toplumsal yeniden üretimde yer alan kadınlar için ekonomik bağımsızlık talebini dile getirerek kapitalist ve patriyarkal iktidara karşı devrimci bir itiraz oluşturmuştur ve feminist gruplar arasında küresel bir dayanışmaya zemin sunmuştur. Federici Afrika'daki politik değişim ve toplumsal mücadeleler üzerine çalışmalarıyla da tanınmaktadır. Türkçede yayınlanmış birçok makale ve röportajının yanı sıra basılmış eserleri arasında Caliban ve Cadı: Kadınlar Beden ve İlksel Birikim (Otonom Yayıncılık 2012) Sıfır Noktasında Devrim (Otonom Yayıncılık 2014) Cadılar Cadı Avı ve Kadınlar 2019) bulunur.