Müşrik inancını maddî nesneler üzerinden ifade eder. Farklı şekil ve boyutta olan bu nesnelere yüklenen anlam semboliktir. Ancak bunun sınırlarını çizmek o kadar kolay değildir. Câhiliye Arabı açıklayamadığı birçok şeyi inanç alanına taşıyarak din üzerinden açıklar. Dünyada çözemediği sorunları önleyemediği zulmü inanç sayesinde kabullenir. İnanmak onun için yaşadığı koşulların başka bir boyuttan ifadesidir. Gizem ve gayb bütün dinlerin kabulüdür. Bilinmeyenle ilgili yapılan açıklamaların her zaman mantıklı olması gerekmez. Açıklamalar arasında tutarlılık ve ispat edilebilirlik aranmaz. Açıklama yapılır ve buna inanılır. Buradan hareketle örfün tartışmasız ağırlığının olduğu Câhiliye Araplarında aynı zamanda dinin belirleyici rolünü incelemek de dönemin sosyolojisini anlamak açısından önem arzetmektedir. Bu çerçevede elinizdeki eserde Câhiliye Arabının inancını ifade biçimleri ve bunların ilişkilendirildikleri nesneler ritüeller efsanevi anlatımlar ile bunlar etrafında gelişen kolektif muhayyile ve bunun yarattığı sosyal yaşam tüm yönleriyle irdelenmektedir. Bu aynı zamanda Câhiliye dönemiyle ilgili temel kaynak olan Kur'an'ın anlaşılması açısından da vazgeçilmez önemdedir. Çünkü Kur'an'ın önemli bir özelliği kendi dönemiyle ve tarihiyle canlı bir ilişkiye sahip bir söz olarak nâzil olmasıdır. Bu sebeple genelde Kur'an'ı özelde Kur'an üzerinden Câhiliye dinî inancını anlamaya çalışırken vahiy ile olgular arasındaki ilişkiyi akılda tutmak gerekir.