Çalışmada kararname yetkisi anayasaların açıkça tanıdığı yetkiye dayalı olarak yahut açıkça yasaklamadığı alanlarda devlet başkanının tek başına ya da oluşumunda aktif olarak yer almak suretiyle diğer aktörlerle yaptığı; kanun hükmünde olan veya kanun hükmünde olduğu belirtilmese dahi kanunlarla düzenlenmeyen alanları ilk elden düzenleme amacı güden soyut genel nitelikteki düzenlemeleri yapabilmeyi ifade etmektedir. Özellikle başkanlık ve yarı-başkanlık sistemlerinin uygulandığı devletlerde başkanların etkin şekilde kullandıkları bu yetki çalışmada karşılaştırmalı olarak ele alınmış ve bir sınıflandırma yapılmıştır. Bu çerçevede karşılaştırmalı anayasa hukukunda en çok rastlanılan modelin kararname yetkisinin kanun hükmünde ve acil bir ihtiyacın varlığına dayalı olarak tanınması şeklinde olduğu tespit edilmiştir. Ancak kararname yetkisi hızlı hareket edilmesini gerektiren acil ihtiyaçların karşılanmasının yanı sıra parlamenter sistemin uygulanmadığı devletlerde yasama organına alternatif siyaset izlenmesi işlevi de görebilmektedir. Her iki işlevin ne şekilde gerçekleşeceği ise kararnamelerle ilgili kurallarla birlikte veto yetkisi gibi devlet başkanı tarafından kullanılan diğer yetkiler ve kurumsal değişkenlere bağlı olmaktadır. Tüm bu veriler ışığında 2017 anayasa değişiklikleriyle Türkiye'de benimsenen Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin karşılaştırmalı anayasa hukukunda genel kabul gören modellere benzemediği görülmektedir. İşlevsel olarak yaklaşıldığında olağanüstü hallerde çıkarılacak Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile ilgili düzenlemeler hızlı hareket edilmesini gerektiren acil ihtiyaçları giderebilecek nitelikte olsa da olağan dönemde çıkarılacak Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile ilgili düzenlemelerin aynı nitelikte olduğu veya parlamentoya alternatif siyaset üretilmesini sağlayabileceği söylenememektedir.