Savaş ve özellikle meydan savaşı yalnız karşı karşıya gelen iki ordunun çarpışması değildir; Milletlerin çarpışmasıdır. Meydan savaşı milletlerin tüm varlıklarıyla ilim ve fen sahasındaki dereceleriyle ahlâklarıyla kültürleriyle kısaca bütün maddî ve manevî güç ve iyi huylarıyla ve her türlü araçlarla çarpıştığı bir sınav sahasıdır. Bu sahada çarpışan milletlerin gerçek kuvvet ve kıymetleri ölçülür. Sonuç yalnız beden gücünün değil bütün kuvvetlerin özellikle ahlâkî ve kültürel kuvvetin yükselmesini gerçekleşme derecesine vardırır. Bu nedenle meydan savaşında yenilen taraf milletçe ve memleketçe bütün maddî ve manevî varlığı ile yenilmiş sayılır. Böyle bir sonun ne kadar korkunç olabileceğini tahmin edersiniz. Yok olup gitmek yalnız savaş sahasında bulunan orduya ait kalmaz. Asıl ordunun ait olduğu millet korkunç sonlara uğrar. Tarih başlarındaki hükümdarların hırslı politikacıların birtakım hayalî isteklerle aracı yerine düşen işgalci orduların işgalci milletlerin uğradığı bu şekil korkunç sonlarla doludur.
Mustafa Kemal Dumlupınar 1924